kaç kez şahlandın
kaç kez yıkıntılardan geçtin
çocuk.
Bir türlü büyümeyen yüreğinle
kaç kez çanak çömlek patlattın
mavilikte
Kanadını kırdıkça zor koşullar
kaybedip yolunu
kaç kez döndün gökkuşağından.
Vurdukça
gecenin en koyusu dört duvara
Kapatıp gözlerini hayaller kurdun
topladın gelincikleri kırlardan.
Sevildiğini sandığın
gülüşler
hava kabarcıkları gibi geçti acıların içinden
kaç kez ziyana kattın içini iyileşmeden.
Bunca şiiri yüklemişken kalemine
şiirlerce mutluluk oynamıştı endişenle.
Çaresizlikten değildi ağlamaların
susmakla ölmek arası şikayetlerin isyanıydı.
Med-cezirlerde
cehennemin dibiyken dalışlar
nefessiz kalışa bir sen dayanırdın bir de b/alıklar.