Les Miserables yani ülkemizde bilinen adıyla Sefiller romanı..
Klasiklerde İş Bankası en iyisidir.
Dünya üzerinde o zamana dek var olan neredeyse her şeyi barındıran (savaş, aşk, sefalet desen zaten diz boyu, çıkarlar, hapishaneler, tüccarlar,gemiler, siyasi oluşumlar .. vs...), ara ara tasvirlerin yoruculuğu ile sıksa da insanı büyüleyen olayların anlatıldığı destansı bir eserdir kendisi.
Olaylar 1800' lerin Fransasında geçmektedir. sürekli devrimler yaşanmakta halk ayaklanmaktadır. kitapta, birbirinden sefil insanların detaylı karakter incelemeleri ve fiziksel detayları ve başlarından geçen neredeyse her olay anlatılmaktadır.
ana karakterler olarak Marius, Cosette. Jean valjean ve Javertöne çıkmaktaysa da onlar kadar olmasa da öyküde yer alan her karakter detaylı bir biçimde kişilik olarak tasvir edilmiştir. Şöyle ki bir karakteri olaya sokmadan evvel, onun çocukluğundan başlayıp tüm kişiliğini tasvir eder.
Talihsiz insan, "kaybeden" Jean Valjean'ın öyküsü..
Okurken mutlaka yanınızda kalem kağıt bulunması gereken, aksi takdirde karakterler arasında kaybolduğunuz, korkunç uzun ve detaylı aynı zamanda da etkileyici tasvirlere sahip.Filmi kitabına göre oldukça sönük kalmıştır. Marius'un hayatına hiç değinilmemiş ve devrim sahneleri sanki alelacele çekilmiş hissi uyandırır,gerçi bu kadar derin analizler olan bir kitabı olduğu gibi aktarabilmek mümkün değil ama film çok yüzeysel kalmış yinede.mümkünse kitabi okumak filme hiç dokunmamak lazım derim ben.
Aklımda kalan o kadar çok ayrıntı var ki en canlı noktalar Cosette'in gece kuyudan su çekmeye gittiği karanlık orman ve şamdan meselesi...
Okuma şerefine nail olduğum insanı dağıtan muhteşem diğer yönüyle de romantizm akımının tüm özelliklerini sindire sindire anlamamızı sağlayan adının sefaletler olması düşünülmüş, ancak sefiller adıyla yayınlanmış bir eser.Aşkla yazılmış büyük bir aşk romanı. Teması Jean Valjean nezdinde tanrıya duyulan aşk, Marius ve Lamarque nezdinde devrime duyulan aşk ve Cosette şahsında karşı cinse duyulan aşktır. Her yerinden aşk fışkırmaktadır.Aşkın ve değişimin gözler önüne serilmesi, insanlığın vurgusu.
"ruh vücuda kuvvet verir ve bazen de onu kaldırır. kendi kafesine destek olan tek kus odur." şeklinde bir cümle geçer içerisinde, güzeldir bence.
Biraz araştırma yaptım;
Les Miserables yani ülkemizde bilinen adıyla Sefiller romanı, 1862 yılında Paris'te yayınlandıktan yalnızca iki üç ay sonra Münif efendi tarafından özetlenip tercüme edilerek Mağdurin hikayesi adıyla Ceride-i Havadis'te tefrika edilmiştir. istanbul'lular bu büyük romanı zaman kaybetmeksizin okuya bilmişlerdir.Seviyorum ben bu kitaptaki herkesi, siz de seveceksiniz.
Victor Hugo'nun toprağı bol olsun.
İlknur Yıldırım | 31/10/2018
2 Yorum | 704 okunma | 0 beğeni
İlknur Yıldırım 04/11/2018 12:40