bülbüller sürgünde
her tarafta baykuşlar, misl-i hazanın selâsını veriyor
zaman tünelinde
saatler hicran, sineleri zehir kusan akrep soluğu kadar soğuktu
ve üşüyorduk tövbenin sahrasında
ayazı kerbelanın açlığına katıktı
yağmalanmış,
zapt edilmiş güzelliğin rengi/efkârı
deli kızın çeyizi kadar dağınıktı
...
rahminde yabanıl sancılar
acıyla damgalı eyvah gibi
bencil bir aşka boy verirken saksıda yediverenler
hüznün dallarından eşkıyalar çiçek açıyor
şeytanla haşır-neşir günah gibi
her gün başka bir surette çoğalıyor
aşina olmadığım bir yüzle
geceye sunulan acı bir rüyada
sessizlik ve cefa yudumlanır şimdi
ak sakallı dedemin sefa tasında
...
gönül, darlığın ağındaydı
azapla fingirdeşmiş tufan gibi
yıldırım gibi,
her gün dünyayı sarsarak kıyamete selam çakıyor
gün, serseri bir uykudaydı
yıkılmış ruhun öksüz çocuklarını
dokunarak al yanağına
usulca, yalancıktan bir öpücükle kandırmaktaydı
peygamber çiçeğinden parıldayan güneşin
kanat uçlarından koparıp yıldızları
taç yapamadık ya
makber karanlığına
kördüğümün macerasındaydı eller
hadi neyse, ya diler…
onlarda mı bağlıydı?
rüzgârlar değildi esen
kaynayan kumlara
yağmurlar değildi arkadaş, elem hendeklerine dökülen
içinde kanlar, sevincimiz var
altın çağında riyâları
şaha kaldırdığımız vakit, uyuyan tepelerimiz var
güçlüydü cehillerin inkârı
her şeye rağmen, yaşamayı kâr bilen
yürüyen ölülerimiz var
şebnem kadar huzura aç
...
nedense,
bir türlü düzen tutmadı esrik saatlerin ayarı
gül olmaktan öteye, dikenlerdi yararı
aldanışlara süvari
eşeledikçe adımların izini
doludizgin koşan atlar gibi, tozunu attırıyor zamanın
gayet netti kararı
...
Ekim 2011
''En az merhamet gösterenler en büyük günahları işleyenlerdir'' Beamarchais
Ramazan Boran | 15/03/2014
2 Yorum | 1613 okunma | 0 beğeni
İbrahim Çelikli 27/04/2014 17:38